Giriş Bir araştırmacı olarak, toplumun dinamiklerini anlamak her zaman derin bir merak uyandırmıştır. İnsanlar, çoğu zaman etraflarındaki sosyal yapılarla şekillenir ve bu yapılar, toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratiklerle birleşerek güçlü bir etkileşim oluşturur. Toplum, bireylerin kimliklerini, davranışlarını ve ilişkilerini belirleyen bir çerçeve sunar. Ancak bu çerçeve, zamanla kendini sorgulayan ve yeniden şekillendiren bir yapıdır. Peki, toplumsal normların ve rolleri nasıl anlamalıyız? “Kansız kime denir?” sorusu, bu bağlamda ele alınabilecek önemli bir sorudur. Sosyolojik açıdan bu kavramı incelediğimizde, kişinin “kanlı” veya “kansız” olarak tanımlanması, aslında toplumsal yapıların, cinsiyet rollerinin ve kültürel pratiklerin etkisiyle şekillenen bir kimlik meselesidir. Kansız Ne…
8 YorumEtiket: bir
Mümkün mü, Mümkün mü? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Üzerine Pedagojik Bir Bakış Bir eğitimci olarak, her gün karşımıza çıkan en heyecan verici sorulardan biri şu: Mümkün mü? Ya da daha sık karşılaşılan haliyle, Mümkün mü? Bu soru, öğrenme sürecinin kendisini sorgulayan, derinlemesine bir bakış açısı sunan bir başlangıçtır. Çünkü öğrenme, sadece bilgiye ulaşmak değil; bireyin ve toplumun dönüşümüyle yakından ilişkilidir. Öğrenmek, insanın potansiyelini keşfetmesini ve bu potansiyeli toplumla buluşturmasını sağlayan bir güçtür. Ama gerçekten mümkün olan nedir? Öğrenme teorileri, pedagojik yöntemler ve toplumsal etkileşimlerin birleşimiyle, öğrenmenin sınırlarını ve dönüşüm gücünü keşfetmeye çalışalım. Öğrenme Teorileri ve Mümkün Olana Dair Sorular Öğrenmenin ne…
2 YorumKanımsama Nedir? İnsan Davranışlarını Anlamaya Yönelik Psikolojik Bir Bakış Bir Psikoloğun Meraklı Girişi Davranışları anlamaya yönelik araştırmalarımda, zaman zaman insanın gözle görülemeyen, bilinçaltı mekanizmalarıyla karşılaşıyorum. Bu mekanizmaların çoğu, çevremizle kurduğumuz etkileşimlerin şekillendirdiği içsel süreçlerdir. Bugün sizlere, insan davranışını çözümlemeye çalışan bir psikolog olarak, çokça karşılaştığım bir kavramı – kanımsama – açıklamak istiyorum. Bu kavram, duygusal ve sosyal bağlamda oldukça derin izler bırakabilen bir psikolojik olgu olarak, bireylerin düşünce ve davranışlarını etkileyen önemli bir faktördür. Peki, kanımsama nedir? Kanımsama Nedir? Kısa Bir Tanım Kanımsama, kişinin dış dünyadaki herhangi bir öğeyi, özellikle bir düşünceyi ya da inancı, doğru ya da gerçek olarak…
10 YorumGüzellik Tanrıçası Ne Demek? Psikolojik Bir Mercekten Bakış Psikoloğun Meraklı Girişi: İnsan Davranışlarını Çözümlemek İnsan psikolojisini anlamak, bazen yalnızca bireylerin içsel dünyalarını incelemekten daha fazlasını gerektirir. Psikolojik süreçler, sosyal etkileşimler ve kültürel imgeler arasında karmaşık bir ilişki vardır. Birçok kültür, güzellik kavramını idealleştirir, hatta onu bir tanrıça olarak sembolize eder. Fakat, “güzellik tanrıçası” dediğimizde, bu kavramın arkasında yalnızca fiziksel güzellik değil, aynı zamanda toplumsal beklentiler, kişisel algılar ve duygusal deneyimler de bulunur. Bu yazıda, “güzellik tanrıçası” ifadesini psikolojik açıdan derinlemesine inceleyecek ve güzelliğin insanların davranışları üzerindeki etkilerini bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji perspektiflerinden tartışacağız. Güzellik Tanrıçası: Kültürel ve Psikolojik Bir…
6 Yorum10 Tonluk Vinç ve İnsan Psikolojisi: Güç, İhtiyaçlar ve Değer Algısı Bir Psikoloğun Merakı: Neden İhtiyaçlarımızı Bu Kadar Değerli Kılıyoruz? İnsan davranışlarını çözümlemeye çalışan bir psikolog olarak her gün karşılaştığım temel soru şudur: Neden bazı şeyler bizim için çok önemli hale gelirken, diğerleri bu kadar değersizleşir? Bu sorunun peşine düşmek, çok katmanlı bir anlayışa sahip olmamızı gerektirir. Bugün bu yazıda, 10 tonluk bir vincin fiyatını psikolojik bir perspektiften irdeleyeceğiz. Bu vinç, sadece bir iş aracı olmanın ötesine geçer ve insanların değer, güç ve ihtiyaç anlayışlarını keşfetmemize olanak tanır. Peki, 10 tonluk bir vinç gerçekten ne kadar eder? Fiyatı, işlevselliği, pazardaki…
16 Yorumİhlâslı Kullar Kimlerdir? Edebiyat Perspektifinden Derinlikli Bir İnceleme Edebiyat, insanın iç dünyasının en derin izlerini, kelimelerle çizdiği haritalarla ortaya koyar. Her kelime, bir anlam arayışı, bir içsel gerçeği dışa vurma çabasıdır. Bir yazar, metinlerinde bazen bir karakterin içsel yolculuğuna, bazen de toplumsal yapının bireyi nasıl şekillendirdiğine tanıklık eder. Bu metinler, sadece kurmaca dünyaların öykülerini anlatmakla kalmaz; aynı zamanda gerçek dünyada da insanların içsel çatışmalarını, arayışlarını ve dönüşümlerini anlamamıza yardımcı olur. Peki, ihlâslı kullar kimlerdir? İçsel bir samimiyetin ve Allah’a yönelmenin tam anlamıyla ne olduğunu, edebiyatın ışığında çözümlemek mümkündür. İhlâsın Tanımı ve Derinliği İhlâs, kelime anlamı olarak “saflık” ve “temizlik” demektir;…
4 YorumSevgiliye Olan Sevgi Nasıl Anlatılır? Edebiyatın Dönüştürücü Gücüyle Bir İnceleme Kelimeler, birer araçtan öte, insan ruhunun derinliklerine inen, kalbin en gizli köşelerini aydınlatan ışıklardır. Edebiyat, bu ışıkları bir araya getirerek, insana sevgi, acı, tutku, kayıp gibi evrensel duyguları anlatma gücü sunar. Her kelime, bir anlam taşırken, bir anlatı da ruhu dönüştürme potansiyeline sahiptir. Sevgi, bir insana duyulan derin bir bağ, bir ruh halinin en saf ifadesi olarak, edebiyatın en çok işlediği temalardan biridir. Ancak sevgiyi anlatmak, yalnızca kelimelerle bir şey ifade etmekten çok daha fazlasıdır. Sevgiyi anlatmak, bir insanın tüm benliğini, içsel dünyasını ve duygusal evrimini kelimelere dökme sürecidir. Peki,…
8 YorumNasıl Yar Diyeyim Ben Böyle Yare: Kültürel Çeşitlilik ve Kimlik Arayışları Antropoloji, insanlığın varoluşsal serüvenini anlamak adına bir köprü işlevi görür. İnsan kültürlerinin çeşitliliği ve bu kültürlerin zamanla nasıl evrildiği, insanlık tarihinin en büyüleyici konularından biridir. Bir antropolog olarak, farklı toplulukların kendi kimliklerini nasıl oluşturduklarını, ritüellerini, sembollerini ve sosyal yapılarındaki benzerlikleri ve farklılıkları keşfetmek, insana dair derin bir anlayış sunar. Bugün, “Nasıl yar diyeyim ben böyle yare?” sorusunu ele alarak, bu kültürel sorunun ve dilin kökenlerine inmeye çalışacağız. Türk Kültüründe ve Dilinde “Yar” Kavramı Türk dilindeki “yar” kelimesi, “aşk” ve “sevda” ile ilişkilendirilen, ancak aynı zamanda bir toplumsal bağlılık ve…
6 YorumKarasaban Nasıl Yazılır? Bir Kelimeden Fazlası: Toplumsal Cinsiyet, Eşitlik ve Ortak Emek 🌱 Bazı kelimeler vardır, sadece harflerden ibaret değildir. Onlar geçmişin toprak kokusunu, emeğin terini ve toplumun ortak hafızasını taşır. “Karasaban” da işte tam olarak böyle bir kelimedir. Sözlükte yalnızca “tarla sürmekte kullanılan ilkel saban” olarak geçebilir ama aslında çok daha fazlasıdır: emek, üretim, dayanışma ve birlikte var olmanın sembolü. Peki bu kadar anlam yüklü bir kelimeyi nasıl yazarız? Doğru yazımı nedir? Ve en önemlisi, bu kelimeye dair hikâyemiz nasıl bir toplumsal dönüşümle şekillenir? — Doğru Yazım: “Karasaban” Bitişik Yazılır ✅ Önce teknik meseleyi aradan çıkaralım: Türk Dil Kurumu’na…
4 YorumKün Fe Yekün ve La Tahzen Ne Demek? Psikolojik Bir Perspektiften Derin Analiz İnsanın davranışlarını anlamak, yalnızca gözlem yapmakla değil, aynı zamanda kelimelerin taşıdığı anlamları çözümlemekle mümkündür. Bir psikolog olarak, insanların zihinsel süreçlerini, duygusal tepkilerini ve inanç sistemlerini incelemek; davranışlarının ardındaki anlamları ortaya çıkarmak en temel amacım. Bu bağlamda, “Kün fe yekün” ve “La tahzen” ifadeleri, sadece dini ya da felsefi sözler değil, aynı zamanda insan psikolojisinin derin yapısını anlamamıza yardımcı olan güçlü metaforlardır. Bu iki kavram, bireyin varoluşunu, duygularını ve düşüncelerini anlamlandırma biçimini şekillendiren, psikolojik açıdan oldukça zengin anlamlar taşır. Kün Fe Yekün: Bilişsel Gücün Sembolü “Kün fe yekün”,…
8 Yorum