“Kamerun hangi ülkeye bağlı?” sorusu, ilk bakışta basit bir coğrafya sorusu gibi görünür. Fakat bu soru, tarih, sömürgecilik, kimlik ve küresel adalet konularının da kapısını aralar. Ben, dünyanın farklı bölgelerine aynı merakla bakan bir insan olarak, bu yazıda Kamerun’u sadece haritada bir nokta olarak değil; küresel dengesizliklerin, kültürel çeşitliliğin ve bağımsızlık mücadelesinin sembolü olarak ele almak istiyorum.
Kamerun: Haritada değil, tarihte bir kavşak
Kamerun hangi ülkeye bağlı? Bağımsız ama etkilenmiş
Kamerun bugün bağımsız bir ülke olsa da, geçmişi Avrupa sömürgeciliğinin izleriyle doludur. 19. yüzyılda Almanya tarafından sömürgeleştirilen bölge, I. Dünya Savaşı sonrasında Fransa ve İngiltere arasında paylaştırıldı. Bu nedenle Kamerun’un resmi dilleri hem Fransızca hem İngilizce’dir. 1960’ta Fransa’nın, 1961’de İngiltere’nin çekilmesiyle Kamerun birleşik ve bağımsız bir devlet haline geldi.
Yani “hangi ülkeye bağlı?” sorusunun tarihsel cevabı şudur: bir zamanlar hem Fransa’ya hem İngiltere’ye “bağlıydı”; ama bugün hiç kimseye değil. Fakat kültürel ve ekonomik bağlar hâlâ sürüyor — tıpkı sömürgeden çıkmış birçok Afrika ülkesinde olduğu gibi.
Küresel etkiler: Bağımsızlık ne kadar bağımsız?
Kamerun’un resmi olarak bağımsız olması, onun ekonomik ve politik anlamda tamamen özgür olduğu anlamına gelmiyor. Günümüzde Fransa hâlâ Kamerun’un enerji, finans ve altyapı sektörlerinde büyük bir etkiye sahip. İngilizce konuşulan bölgelerde ise İngiltere’nin eğitim ve ticaret ağları etkin.
Bu durum aslında modern sömürgeciliğin yeni yüzü olan neo-kolonyalizmin bir örneği. Ülkeler artık doğrudan işgal edilmiyor, ama finansal ve kültürel bağlarla yönlendiriliyor. Kamerun, bu küresel güç dengelerinin en açık yansıma noktalarından biri.
Provokatif soru: Bir ülke kendi bayrağını taşıyorsa ama ekonomisini başkaları yönetiyorsa, gerçekten bağımsız mıdır?
Yerel perspektif: Kamerun’un içindeki iki dünya
Fransız Kamerunu ve İngiliz Kamerunu’nun gölgesi
Kamerun’un bugünkü yapısı, geçmişin bölünmüşlüğünü hâlâ taşır. Ülkenin büyük kısmı Fransızca konuşur; küçük ama etkili bir bölümü ise İngilizce. Bu dil farkı, kültürel bir çatışma ve hatta siyasi bir krize dönüşmüştür. “Anglofon Krizi” olarak bilinen bu durum, İngilizce konuşulan bölgelerin ayrılma taleplerine kadar varmıştır.
Kültürel olarak ise Fransız etkisi şehir yaşamında, İngiliz etkisi ise hukuk ve eğitim sisteminde hissedilir. İki dil, iki kültür, tek ülke — ama tam bir uyum hâlâ sağlanabilmiş değil.
Yerelden yükselen sesler
Kamerun halkı, bu tarihsel mirası taşırken bir yandan da kendi kimliğini yeniden inşa etmeye çalışıyor. Gençler, sosyal medya üzerinden “Cameroon for Cameroonians” (Kamerun, Kamerunlularındır) sloganıyla yeni bir kimlik bilinci yaratıyor. Bu slogan, sadece politik bir ifade değil; bir aidiyet talebi, bir kültürel bağımsızlık isteği.
Kültürel algılar: Kamerun dünyanın gözünde ne?
Batı için: Kaynak zengini ama karmaşık ülke
Kamerun, Batı medyasında genellikle “Afrika’nın minyatürü” olarak anılır. Çünkü ülke, kıtanın neredeyse tüm ekosistemlerini — sahil, orman, dağ, savan — barındırır. Ancak bu tanım romantikleştirici bir bakış içerir. Batı’nın Kamerun’a ilgisi çoğu zaman petrol, kakao ve maden gibi kaynaklarla sınırlıdır.
Kamerun halkı için: Zenginlik değil, kimlik meselesi
Kamerunlular için mesele doğanın zenginliği değil, bu zenginliğin kime ait olduğu. Yerel halkın büyük kısmı hâlâ yoksulluk sınırında yaşıyor. Kadınlar tarımın omurgası; erkekler ise endüstriyel sektörlerde çalışıyor. Ancak gelir dağılımı adaletsiz; toplumsal cinsiyet eşitliği hâlâ büyük bir mücadele alanı.
Empatik bir soru: Bağımsız bir ülkede doğup da bağımlı bir hayat sürmek ne anlama gelir?
Küresel ve yerel dengenin kırılgan çizgisi
Kamerun örneği, “bağımsızlık” kavramının yeniden tanımlanması gerektiğini gösteriyor. Küresel sistemin içinde, hiçbir ülke tam anlamıyla yalnız değil. Ancak önemli olan, bu bağlılıkların gönüllü mü yoksa zorunlu mu olduğudur. Kamerun’un geçmişi, diğer Afrika ülkelerine de ayna tutuyor: özgürlüğün sadece bayrakla değil, eşitlik ve adaletle tamamlandığını hatırlatıyor.
Okuyucuya açık çağrı
Bugün “Kamerun hangi ülkeye bağlı?” diye soran herkes, aslında şu soruyla da yüzleşmeli:
Biz kime bağlıyız?
Tüketime, markalara, güç ilişkilerine, ya da sadece geçmişe mi? Kamerun’un hikâyesi, bizim bağımlılıklarımızı da görünür kılıyor.
Son söz: Bağımsızlık, sadece bir tarih değil, bir bilinçtir
Kamerun bugün hiçbir ülkeye bağlı değil, ama hâlâ birçok gücün etkisi altında. Bu gerçek, hem küresel sistemin eşitsizliklerini hem de yerel toplumların direncini gösteriyor. Gerçek özgürlük, siyasi değil zihinsel bir devrimle başlar.
Peki sizce bağımsızlık, yalnızca bir ülkenin değil, bireyin de yeniden tanımlaması gereken bir kavram mı?
Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın — belki de birlikte “bağımlılığın” yeni haritasını çizebiliriz.